Apple Think Different

Neden Apple? – Bölüm 1

Eğer canınız elma çeker ve yiyebilmek için dükkanına koyup size parayla satan bir adamdan alırsanız buna kapalı kaynak denir. Gidip elmayı kendiniz hangi ağaçtan aldığınızı bilerek alırsanız buna açık kaynak denir. Haksızlık yapmak istemem, her zaman durum böyle olmuyor. Bazen bazı manavlar hangi ağaçtan aldığını söylemese de elmayı nedense bedavaya veriyor. Fakat ne olursa olsun özgür bir internet ve bilgisayar yaşamı için açık kaynak önemli bir faktördür. Tabii bunu birçok Apple kullanıcısına anlatmak zor bir iş, çünkü çoğunluğu internette gezip, arama yapıp mesaj atmaktan fazla pek bir şey yapmıyor. Bu konuda insanları tabii ki suçlayamayız ama bilinçlenmek kötü bir şey değil.

Kapalı kaynak dediğimiz zaman akla tabii ki patent savaşçısı, çevre düşmanı, çalışanlarını köleleştiren, üretim alanları kamplara benzeyen, Çin’de küçük çocukların çalışmasına sebep olan Apple geliyor. Zor değil, bu bilgileri bulmak gerçekten kolay. Eğer bunları bilmiyorsanız biraz okumanızı tavsiye ederim. Bu tür şeyleri yapan sadece Apple değil tabii ama önde bayrakla koşanlardan biri olduğunu söylemekten çekinmiyorum. Peki Apple yalnızca çalışanlarından ve kullanıcılarından mı nefret ediyor? Hayır tabii ki. Apple’ın en çok sevdiği hedeflerden bir tanesi de yazılımcılar. Bir yazılımcıysanız ve IOS uygulaması yapmak istiyorsanız öncelikle kendinize 1000-1500 dolar arası bir fiyata Mac almanız gerekiyor. Bununla bitmiyor tabii. Gidip bir de Google’ın 25 dolara süresiz üyeliğinin aksine 99 dolara yıllık üyelik alıyorsunuz. Peki ya uygulamanızda bir şey mi satmak istiyorsunuz? Apple In-App Purchase kullanıyorsunuz ki Apple da sattığınız şeylerden pay alabilsin. “Ama Apple çok büyük, güçlü, seksi vs…” dediğinizi duyar gibiyim. Ama üzgünüm ki değil. Bu karşılaştırmayı Android ve Apple arasında yapıp haksızlık etmektense direkt büyük şirketler arasında yapalım.

Akıllı Telefon Market Payları

Şahsen her ne kadar Samsung meraklısı olmasam da, gerçekler ortada. Peki Apple’ın patent trollerine ilham olan patent savaşları nasıl gelişti? Patent trolü ne diye merak ediyorsanız da şöyle açıklayayım. Siz bir fikir bulursunuz ve bu fikirle piyasaya atılırsınız. Fakat patent trolü dediğimiz bir şirket veya birey önceden böyle bir şeyin olacağını tahmin edip bu teknolojinin patentini almıştır. Bayağı gerzekçe değil mi? Tabii teknik olarak yaratmadığınız şeyin patentini alamazsınız. Bu troller ellerindeki patentleri kullanarak olduğundan daha geniş bir alanı kapladığı iddiasıyla sizin teknolojiniz üzerinde hak elde etmeye çalışıyor. Bilmem hatırlar mısınız ama Apple’ın işi gücü bir dönem adeta buydu. Yeni teknoloji üretmek yerine Samsung ile her gün saçma sapan patent davası haberi duyuyorduk. Neyse ki Apple’ın da başına böyle şeyler geliyor; patent trolü olan, 90’lardan kalma virüs isimli VirnetX isimli şirket elinde iMessage ve FaceTime gibi uygulamaları kapsayacak bir patent bulundurduğu için Apple’ın 626 milyon dolar ödemesi gerekiyor. Patent trollerine karşıyız tabii ki fakat Apple’a kötü mü olmuş derseniz, az bile. Düşünsenize 14 kişilik bir takımla aylık 5000 dolarlık bir ofiste çalışıyorsunuz ve yapılmış en büyük patent trollüklerinden birini başarıyla tamamlayıp 626 milyon dolar kazanıyorsunuz. Kötü bir şey söylemek istemiyorum ama sürünseler yeridir. Neyse, Apple’a döneyim…

Apple’ın Çin’deki fabrika olayları hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız öğrenmenin şimdi tam sırası, çünkü gerçeklerle yüzleşince, Apple günümüzün E Corp‘udur. Bu fabrikalarda insanlar 24 saatlik vardiyalarla çalışıyor, zehirli gazlara ve hatta patlamalara maruz kalıyor. Ama gene de çalışıyorlar. Tabii Türk okuyucularım “Bana ne lan Çinlilerden” diyebilirler, her ne kadar size ne olsa da, maalesef durumun vahimliği bir gerçek. Bu insanlar telefonların ekranlarını hala elleriyle temizliyorlar. Hadi bu insanları geçtim peki ya Apple’ın çocuk çalıştırması da mı sorun değil? Bir mal piyasaya erkenden sızdığı için Foxconn, Apple’ın dava açmasından o kadar çok korkmuştu ki bir çalışanlarını intihar edene kadar zorlamışlardı. Tabii intihar girişimleri yalnızca bir kişiyle sınırlı kalmadı. Foxconn denen şirket çalışanları fazla intihar etmeye başladığı için “askeri” binalarının altına bir intihar ağı yaptılar.

Foxconn İntihar Ağı

Ayrıca benim sözüme güvenmiyorsanız Oculus VR’ın kurucusu Palmer Luckey’nin Apple’ın iyi bilgisayarlar yapmadığını söyleyişine güvenin. Eğer benim gibi siz de sanal gerçeklik meraklısı iseniz ya Apple’ın iyi bilgisayarlar yapmaya başlamasını beklemeniz ya da PC kullanmanız gerekiyor.

Amacım bu yazının bu kadar karanlık olması değildi ama işin içine Apple girince sanırım bu biraz kaçınılmaz oluyor. Tabii ki de bu bilgiler diğer şirketlerin sütten çıkmış ak kaşık olduğu anlamına gelmiyor. Sadece Apple diye yerlere yatıp yuvarlanarak çığlıklar atan insan sayısı çok fazla olduğu için bu yazıyı yazma gereksinimi duydum.

Böyle şirketlerin ortalığı mahvetmesine bir dur demek için hepimizin açık kaynak konseptini desteklemesi lazım. Bu işlerle ilgilenmeyen bir insandan teknik şeylere önem vermesini bekleyemeyiz belki ama en azından yukarıda yazdıklarımın herkese hitap ediyor olması lazım.

Open Source Initiative
Open Source Initiative

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir