Evet, bir Assassin’s Creed daha çıktı! Görünüşe göre PC oyuncularına geçen sene yaşattığı sıkıntılardan sonra dersini alan Ubisoft, bu kez daha sıkı çalışmış.
Assassin’s Creed serisinin son oyunu Syndicate’ta, Viktorya dönemi Londra’sının sokaklarında bu kez iki başrol oyuncusuyla avlanıyoruz: İkiz kardeşler Jacob ve Evie Frye. Bu da oyun boyunca bol bol “kardeş kavgası” göreceğiniz anlamına geliyor.
Ubisoft’un mimariye gösterdiği özene artık alışkınız. Syndicate ile de aynı ustalığı sergileyen yapım ekibi, dönemin Londra’sını bize tüm güzelliğiyle aktarmış. Buharlı makineler, fabrikalar, sanayinin ilk adımları, kırmızı tuğlalarıyla tarihe meydan okuyan görkemli binalar…
Hepimizin hatırladığı gibi geçen sene çıkan Assassin’s Creed Unity, büyük performans sıkıntıları ve bu sıkıntıların hızlıca çözüme ulaştırılmaması sebebiyle tepki çekmişti. Ubisoft, Unity’yi her ne kadar sonradan çıkardığı yamalarla toparlamış olsa da iş işten geçmişti. Daha da ötesi artık “suyu çıkmaya” başlayan senaryonun bir türlü sonuca bağlanamaması, hatta aksine gitgide daha da dağılması, seri için Call of Duty-vari bir satış politikası izlenerek her sene birbirinden “biraz” farklı oyunlar çıkarılması gibi etkenler de işin tuzu biberi oldu.
Performans
Syndicate’ta en azından performansa dair sıkıntılar çözülmüş gibi görünüyor. Genellikle yeni oyunlarla ilk aşamada bir süre sıkıntı yaşayan CrossFire sistemimde dahi olağandışı bir performans düşüşü yaşamadım -ki zaten yaşamamalıyım, Ubisoft seri için hâlâ Anvil motorunun eksikleri yamanmış hâlini kullanmakta-. Yine de ortalama altı bir sisteminiz varsa GTA V kadar optimize bir oyun olmadığını belirtmemde yarar var. Ama en azından Unity’deki gibi kaybolan suratlar ve kaplamalar, çökmeler ya da sebepsiz aşırı FPS düşüşleri gibi sorunlar ortadan kalkmış.
Oynanış
Hikâye ve oynanış açısından türlü ufak yenilikler getirilmiş. Bunlardan en göze çarpanı da Jacob ve Evie arasında ana görevler dışında istediğimiz an geçiş yapabilmemiz. Bu seçim şansını ana görevlerde de görebilseydik çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum. Zira ikilinin gizliliğe önem veren ve bu hususta avantajlı olan tarafı Evie iken, genelde büyük işleri Jacob ile yapmak durumunda kalıyoruz.
Bunun dışında büyük yenilikler bekliyorsanız üzgünüm, hayalleriniz suya düşecek. Oynanış, serinin ilk oyunundan bu yana kullandığımız sistemden pek farklı sayılmaz. Hâlâ elli kişinin arasına dalıp “counter” yapa yapa hepsini öldürüp sakince uzaklaşabiliyoruz.
Eskiden oyunlarda ölürdük, hatırlar mısınız? Maalesef serinin bu oyununda da ölmek pek mümkün değil. Oyunun “zorluk” açısından tek sunabildiği, %100 tamamlama için “yapmasanız da olur” şeklindeki görevler. Bunlar da alışılmış şekilde görevi “Kimseye görünmeden bitir” benzeri isteklerden oluşuyor. Bu konuda da çeşitli aksaklıklar olduğunu söylemeden edemeyeceğim, çünkü zaman zaman imkânsız noktalardan görülmek ve gizliliğinizin içine edilmesi gibi şeyler yaşayacaksınız.
Oyun mekanikleri de alıştığımız Assassin’s Creed serisi. Bu kadar çok oyundan sonra birkaç gelişme bekliyordum açıkçası. Siz etrafta katliam yaparken halkın tepkisi gülünç derecede az. Varlıklarının hiçbir anlamı da yok. Önünde altı muhafızı vahşice öldürdüğünüz Ayşe teyze iki adım yana kaçmaya bile tenezzül etmiyor. Videomuzda da fabrikada ortalığı dağıtırken tepkisiz kalan güruhu görebilirsiniz.
Grafikler
Grafiklere gelecek olursak… Elbette ki önceden de belirttiğim gibi Ubisoft bizleri hayal kırıklığına uğratmıyor. Bölüm tasarımları ve renk paletine diyecek bir şey yok, gerçekten güzeller. Ancak Anvil motorunun üzerine inşa edilen son sürümü AnvilNext 2.0, artık yaşını belli ediyor. Özellikle de sisteminiz biraz “iyi”nin altındaysa farkı hemen hissedeceksiniz, zira epey optimizasyon özürlüsü bir motor. Her sene oyun basıp para peşinde koşacağına üç senede bir yap da düzgün yap Ubisoft! Grafik hastası olmamakla birlikte bu stratejiyle satılan bir oyunda bu kadar düşük çözünürlüklü kaplama kullanılmasının bir hata olduğunu düşünüyorum. Yakından inceleyince ne demek istediğimi anlayacaksınız. Tabii tüm bunlar oyunun grafiklerinin “kötü” olduğu anlamına gelmiyor, sadece Ubisoft bağlamında geri kaldığı fikrindeyim.
Netice
Oldukça negatif bir yazı oldu, farkındayım. Ancak bu oyunun “oynanmaz” olduğu anlamına gelmiyor. Amacım, genelde sizleri kandırıp gaza getirmekle meşgul olan “oyun medyası”nın aksine, elinize geçecek şeyin eksik ve gediklerini aktarmak. Böylelikle elinize ne geçeceğini bilebilir, iyi yönlerinin de tadına varabilirsiniz.
Peki nedir Assassin’s Creed Syndicate’ın iyi yönleri? Sürükleyici bir hikâyeye sahip, arkanıza yaslanıp rahatça oynayabileceğiniz, çok güzel bir dönemde ve şehirde geçen, etkileyici görünen, birçok oyunda yapamayacağımız hareketleri ve serbestliği size tattıran bir oyun olması. Bunca eksiğine ve Ubisoft’un tembelliğine rağmen oynanmaya değecek güzellikte, yaratıcı bir yapıt ortaya çıkmış.